Denizcilerden 18 eğlenceli batıl inanç
Batıl inançlar, yaşamın her yerinde bizimle. Etkisi azalsa da kaybolmuş değil; hem tekneye sol değil de sağ ayakla adım atsak ne kaybederiz ki? Kolayından bir önlem almış oluruz sadece! Her kültürün kendine has batıl inançları var ancak denizcilikteki inançların çoğu evrensel. Çünkü denizcilik doğası gereği evrensel; batıl inançları gibi efsaneleri de görgü ve temel kuralları gibi terimleri de ortak…
Bugün 21. yüzyılda bile profesyonel denizcilik, en riskli meslekler arasında kabul edilirken yüzyıllar öncesinde bilinmezlik denizinde yol alarak yeni kıtalar keşfeden denizcilerin batıl inançlara sığınması elbette çok doğal. Elinize ne deniz haritası ne elektronik ne sekstant ne pusula ne telefon olduğunu düşünün. Denizcinin bu durumda tek kozu doğayı iyi tanıması; bulutları, yıldızları, gökyüzünü, kuşların hareketlerini izleyerek öngörüde bulunabilmesi. Ancak önceden kestirebilseler de okyanusun ortasında gelen fırtınaya karşı yapacak pek bir şeyleri de yoktu doğrusu. Uğursuzluklardan kaçınıp uğur veren şeylerin gücüyle tehlikeleri alt etmeyi ummaktan başka. En iyi bilinenler ile en ilginç olanlara gelin birlikte bakalım…
- Tekneye kadın alınmaz!
Yüzyıllardır teknelerden “dişi” olarak bahsedilir ve teknelere kadın isimleri verilir. Gelin görün ki iş bir kadın misafirin tekneye gelmesi olunca ortaya birden “tekneye kadın alınmaz” kuralı çıkıverir. Kadınların denizleri kızdırdığına ve tehlike yarattığına olan inancın çıkış noktasını tahmin etmek zor değil tabii ki. Kadınlar, -özellikle de aylarca tekneden inmeyen- denizciler için çok çekiciydi. Bu da mürettebat arasında gönül işi kavgalarına sebep oluyordu. Özetle teknenin birliği bozuluyor, mürettebat kazalara daha açık bir hale geliyordu. - Teknenin adını değiştirmek kötü şans getirir!
Efsaneye göre, isim verme töreniyle her teknenin adı denizlerin tanrısı Poseidon tarafından kayıt altına alınırdı. Haber vermeden tekne adını değiştirmeninse Poseidon'un gazabına sebep olacağına inanılırdı. Bir başka inanç da Poseidon’un her tekneyi ismiyle tanıyıp kolladığı düşüncesiydi. Teknenin adı eğer onun bilgisi olmadan değiştirilirse Poseidon’un izini kaybettiği tekneyi artık koruyamayacağına inanılırdı. Dolayısıyla kötü şansın denizlerde sizi kovalamasını istemiyorsanız ya isim değiştirmemelisiniz ya da yeniden adlandırma ritüellerini, hiçbir adımını atlamadan dikkatlice yapmalısınız. İsim değiştirmenin denizcilerin gündelik hayatlarında yol açtığı problem ise düzenli gittikleri limanlarda tanınmalarının vakit almasıydı. Çünkü denizciler, teknelerinin ismiyle itibar görüyordu. Yani kumanya ikmali, korunma, eğlence gibi konularda bu sayede daha rahat ediyorlardı. - Kızıl saçlılar tekneye alınmaz!
Alın size bir ayrımcı hurafe daha… Aslında sadece denizcilikte değil yüzyıllar boyunca birçok kültürde, kızılların şanssız olduğuna inanılıyordu. Bu yüzden denizcilerin de kızıllardan kaçınması doğaldı. Bir diğer görüş de kızılların ateşli kişilikler olarak kabul edilmesiydi. - Tekneye daima sağ ayakla adım atılır.
Sol ayağın uğursuzluk getirdiğine olan bu inanç, denizcilerin tekneye girerken nereye bastıklarına dikkat etmelerini sağlayarak olası çaparizleri engellenmesinden gelmiş olabilir. Ancak sadece denizcilikte değil birçok kültürde buna benzer batıl inançlar mevcut. - Teknede muz yasak!
Nereden çıktığı bilinmeyen hayli tuhaf bir batıl inanç ancak bunun hakkında da birkaç tahmin var. Bunlardan biri muzların diğer meyvelerin hızlı olgunlaşmasına, yani yol bitmeden çürümesine neden olmasıydı. Muzların arasına çok zehirli örümceklerin saklanması da bir başka olası neden olarak gösteriliyor. - Teknede ıslık çalınmaz.
Teknede ıslık çalmanın rüzgârı ve dolayısıyla denizleri harekete geçirdiğine inanılırdı. Islık çalmanın rüzgârın kendisine meydan okumak olduğu ve bunu yapmanın bir fırtına getireceği söylenirdi. - Cuma günü seyre çıkılmaz.
İsa'nın çarmıha gerildiği gün olduğundan uğursuz olarak algılanması elbette gayet doğal. Cuma günlerinin dışında fırtınalar tanrısı Thor'un günü olan perşembe, Kabil'in Habil'i öldürdüğü gün olan nisan ayının ilk pazartesisi gibi başka birçok “uğursuz gün” de dönem dönem denizcilerin çıkış günlerini etkilemişti. - Yasak kelimeleri kullanmayın.
“Hoşça kal” ve “iyi şanslar” gibi sözcüklerin kötü şans getirdiğine inanılırdı. Sebebi belirsiz olsa da hâlâ buna itibar eden denizciler var. Ayrıca denizci eşlerinin, yolculuğa giderken kapıdan çıktıklarında eşlerine seslenmesi ya da el sallaması da kötü şans olarak görülürdü. - Kediler iyi şans getirir.
Yüzyıllar öncesinde, kedilerin süper güçleri olduğuna ve hava durumunu tahmin edebildiğine inanılıyordu. Ancak daha pratik bir neden daha var ki o da kedilerin gemide saklanan fareleri ve sıçanları bulup öldürmesi. Bu hayvanlar halatları vs. kemirdiği gibi mürettebata hastalık da taşıyabilirdi. Süper güçleri olmasa da kedilerin yaptığı iş sevilmeleri için başlı başına yeterli gibi görünüyor. - Şafak vakti kızıl gökyüzü kötü havaya işarettir.
Şafakta kırmızı gökyüzü, yaklaşan yağmura ve fırtınalı denizlere işaret ederdi. İşin aslı bunun için batıl inançtan çok bir deneyim aktarımı demek de mümkün. - Direk dibine para koymak uğur getirir.
Direk dibine madeni para koyma geleneği Eski Roma’ya kadar uzanıyor. Bu nedenle tekne inşasında, yüzyıllardır direkler yerleştirilmeden önce yuvalarına birer madeni para yerleştirilirdi. Direk dibindeki paranın tekneye iyi şans ve bereket getireceğine inanılırdı. - Tekneden şapka düşürmek yolculuğu uzatır.
Hani diğerleri kadar beter bir etkisi olmasa da yolculuğun uzaması, aileden uzak kalmak ve az yiyecekle dayanmak zorunda olmak pek hoş olmadığından tekneden şapka düşürmemeye dikkat edilirdi. - Dövme uğur getirir.
Dövme denizciler arasında bugün de hâlâ popüler. Eski zaman denizcileri sembollerin gücüne inandıkları için iyi şans getirmek veya kötü şansı önlemek için çeşitli dövmeler yaptırırlardı. Yıldız veya pusula gülü dövmelerinin denizcilerin sağ salim eve dönebilmelerine yardımcı olduğuna inanılırken horoz ve domuz dövmesinin, bir kaza halinde karaya ulaşmalarını sağlayacağı düşünülüyordu. Bu inancın sebebi, gemi batsa da horoz ve tavukların tahta kafesleri nedeniyle karaya ulaşabilmesi, domuzların ise yüzebilmesiydi. - Köpekbalıkları ölüme işaret eder.
Öyle çok da şaşırtıcı bir batıl inanç diyemeyiz buna. Gemiyi takip eden bir köpekbalığı kaçınılmaz ölümün işareti olarak algılanırdı. - Yunus öldürmek gemi için uğursuzluk kaynağıdır.
Yunuslar her zaman iyi şans belirtisi olduğundan öldürmenin de kötü bir bedeli olacağı düşünülüyordu. - Deniz kuşu görmek iyi bir alamettir.
Bu eski inanışa göre kırlangıç, albatros veya martı gibi deniz kuşlarını görmek her zaman iyi şans işaretidir. Deniz kuşlarının, ölen denizcilerin ruhlarını taşıdığına inanılırdı. - Yumurta kabuklarını iyice ufalayın.
Bu en tuhaf batıl inançlardan biri. İnanca göre büyük kabuklar kalırsa cadılar bu kabuklarla tekneye gelebilirdi.
Denizcilik kategorisindeki en son içerikler
Konular
- Yelkenli Tekneler 24
- Guletler 7
- Gezelim Görelim 49
- Denizcilik 36
- Teknede Yaşam 29
- Rotalar 90
- İtalya 32
- Yunanistan 18
- Hırvatistan 21
- Türkiye 7
- İspanya 9
- Fransa 4
- Tekne Kiralama 101 8